Köşe yazıları okumaya devam eden var mı ? Ya da şöyle sorayım gazete almaya devam eden var mı ? Eskiden en bayıldığım şey gazete almaktı. Alır almaz içinden bulmacasını saklar, sonra hiçbir şey olmamış gibi babama verirdim. Bizim evde biraz bulmaca yarışı vardı kim gazeteyi önce ele geçirirse bulmaca onun olurdu. Bulmacalardan sonra benim en çok gazetenin üçüncü sayfa haberleri ve ek gazetedeki ünlüler dünyasını konu alan içerikler dikkatimi çekerdi.
Bütün gün gazeteyi didik didik okusam bıkmazdım. Tabii şimdi her şey modern.. Gazete alan sayısı bile oldukça az ne de olsa her şey elimizin altında. Önemli bir olay mı olmuş aç interneti hemen araştır son dakika haberlerinden bul, oku ve geç. Kim köşe yazısı yazmış kim düşüncelerini ve eleştirilerini sivri dille ya da mizahi dille yazmış kimin umurunda ?
Şu dönemde köşe yazısı yazan kaç kişi var doğrusu hiç bilgim yok. Zaten her gün düzenli olarak köşe yazısı yazmakta zor olsa gerek. Resmen her gün yeni bir konu bulup hakkında bilmem kaç kelimeden oluşan bir yazı yazıyorsunuz doğrusu yeterince zorlayıcı görünüyor. İşte Ayşe Özyılmazel de bu zorlayıcı işi yapanlardan biri. Belki kendisi keyif alarak yapıyordur bilmiyorum ama okuduğum kadarıyla eleştirme işini güzel başarıyor açıkçası.
Sana Bi'şey Olmasın kitabında ilişkilerden tutun, ünlülerin yaşamına ve 2006 yılında neler moda ise hepsini ele almış. Aslında bu kitabı özel olarak yazmamış anladığım kadarıyla o dönem içerisinde gazete köşesinde yazdığı tüm yazılarını bir kitapta derlemiş. Bence çokta güzel olmuş özellikle bir sosyoloji bölüm öğrencisi tez yazmak istese o dönem hakkında epey bilgiye ulaşır. Özellikle popüler olan giyim tarzları, ilişkiler, ünlü gösterileri, popüler kafeler ve mekanlar hakkında.
Kitabın bir bütün olmaması beni en çok sevindiren konuydu. Sürekli ne okumuştum, konu neydi sorunu ile karşılaşmadan her bölümde farklı bir konu ele alması kafası dağınık kişiler için mükemmel oluyor. Özellikle sabah metroda giderken kitap okumaya çalıştığım için inene kadar bir bölüm okuyup gün içerisinde o dönemin düşüncesi ile bu dönemin düşüncesini karşılaştırmak çok güzel oldu. Meğer ne çok şey değişmiş yaklaşık 15 senede. Hey gidi hey...
Kitap içerisinde özellikle zayıflamakla ilgili düşünceleri ve bizzat tanık olduğu şeyler beni çok cezbetti. Sürekli diyet yapıp, harika(!) fiziğim olacak düşüncesi ile sürekli aç kalan biri olarak şunu fark ettim; popüler kültürde bize dayatılan fit vücut kavramının yıllardır asıl karşılığı bulunamamış. Dünyanın en güzel kadını diye bir olgu asla olmaz ve olamaz. Neden mi ? Çünkü bu dünyada güzel olmak için hemcinslerin olmamalı eğer varsa senin bir kusurun mutlaka vardır ve bunu da sana hiç çekinmeden aktarırlar Ayşe Özyılmazel bu konuyu ele alırken oldukça realist yaklaşmış konuya.
Kitap elime nasıl geçti, ne şekilde kitaplığımda yer aldı bilmiyorum ama okurken ne okuyorum modunda olsanızda gerçekten okunmaya değecek bölümleri var. Özellikle popüler kültür, zengin ve ünlü insanların ne yaşadığı ve ne yapmaya çalıştığı konusu hakkında gözlem yapmanıza büyük yardımı olacaktır diye düşünüyorum. Ne de olsa şu dönemde popüler ve zengin biri olmak çok önemli bir konu...
ya annatsanaaaa, atölye ve erkek arkadaşın, her şey yolunda mıııı, neler dabıyoon :)
YanıtlaSilAnlatacağımmm o kadar çok şey birikti ki bir yılda. Her hafta bir yayın yapabileceğim ama çalıştığım için..
Silözyılmazel tatliş de miiii aklımda olsuun buuu :)
YanıtlaSilZayıflamakla ilgili şeyler de varsa okunur bu kitap ;)
YanıtlaSilÖyle bir niyetin varsa önerebileceğim çok daha güzel ve eğlenceli kitaplar var :)
Sil