Öne Çıkan Yayın

Kitap Yorumum : Gösteri Peygamberi

16 Kasım 2018 Cuma

Kitap Yorumum : Hayalini Arayan Kadın

 Kitaplar iyi ki varlar. . .
   Her sınav haftasının getirdiği stres ve sıkıntı beni genelde daha çok kitaplara iter. İnsanlar sınav haftalarında hunharca ders çalışırken ben oldukça uzaklaşırım ve kitap okurum sadece. Genelde kitap okuyarak geçmesine rağmen sınavlarım yinede iyi geçiyor. Bu sınav haftasında da okuduğum iki kitaptan birini Hayalini Arayan Kadın'ı sizlerle paylaşmak istedim. Beni çok etkileyen bu kitap gerçekten sürükleyici bir türdü. Mirza Tazegül'ün kaleminden ilk defa bir kitap okudum. Kitabı çok beğenmeme rağmen eleştirmeden geçemeyeceğim birkaç nokta var. İlki yazarın olay örgüsünü kitap arkasında genel olarak paylaşması ve okuyucunun sayfaları çevirirken olaya hakim olmasını sağlamış ben bunu sevmem aslında. Bana göre yazar konu hakkında çokta bilgi vermemeli kitap arkasında o zaman kitap okumak daha heyecanlı ve anlamlı oluyor. İkinci konu yine sayfalarda olayın geleceği hakkında bilgi vermesi oluyor. Bir olay gerçekleşmeden yaklaşık 10-15 sayfa öncesinden adamın öleceğini ya da başına bir iş geleceğini bilmek kitap okuma şevkini kırabiliyor. Üçüncü konu ise kitabı çok hızlı bir şekilde sona ulaştırmak oldu. Kitabı daha detaylı ve olay örgüsünü biraz daha karmaşıklaştırıp devam ettirebilirdi yazarımız ama bunu seçmemiş çok basit bir olay örgüsü ve sonunu tahmin etmek kolay olan bir kitap kaleme almış. Sanırım ben biraz daha karmaşık ve sonunu tahmin etmeyeceğim kitapların beni şaşırtıp hayrette bırakarak bitmesini seviyorum. 
    Kitap içeriğine gelirsek güzeller güzeli Zeynep küçük yaşta uğradığı bir talihsizlik yüzünden Ege'nin küçük kasabasından annesini bırakarak sevdiği adam ile İstanbul'a gelir. İstanbul'un o tehlikeli ve yoğun akışında başına gelecekleri bilmeden kafasını otobüsün camına koyarak neler hayal etmez ki... İstanbul bu hiç hayal ettiğin gibi olur mu ? İstanbul ondan önce oğlunu alacak sonra 12 yılını alacak. Zorlu sınavlarını verdikten sonra başlar oğlunu aramaya fakat İstanbul içini bilmediği bir kazan ufacık oğlunu bulmakta o kadar kolay olmayacaktır. Zeynep kesişen hayatlar, ayrılan yollar ve zorlu seçimler arasında kalacaktır çoğu zaman. 
  Hayalini Arayan Kadın bir arayışın ve mücadelenin romanı... Bir kadının önce kötülükle, sonra kendisiyle savaşımı... Koyu karanlıktan çıkıp dünyaya uyanışı...
  Kitap okumak artık hayatınızın merkezi halindeyse ve biraz farklılık olsun isterseniz okumanızı önerebileceğim çerez tadında bu kitap ile mümkünse boş bir zamanınızda tanışın. Şayet kitap ilk 150 sayfasında kendini bıraktırmıyor. Zaten 150 sayfadan sonrada olay örgüsünü çözdüğünüzden dolayı okumasanız da oluyor bana göre.
  "Hayatta problemler hep pusudadır. Bu problemler zayıf düştüğümüzde domino taşı gibi ardı ardına üzerimize çöker. Fakat sevinçler ve mutluluklar öyle değildir, onları biz emekle kazanır, adeta sürükleyerek sıraya dizeriz."
    Sevgilerimle...




6 Kasım 2018 Salı

ŞİDDETE DUR DE !

 Son zamanlarda duymaktan yorulup her duyduğumuzda bir kere daha yıkıldığımız kadın şiddeti ve cinayetleri hakkında bugün bir yazı kaleme almak istedim. Günde matematiksel olarak hesaplamamış olsamda yaklaşık 100 kadın şiddet görüyor ya da gördüğü şiddet sonucu ölüyor. Toplum olarak böyle olayları izlemekle yetiniyoruz malesef. Buna güvenlik güçlerimizde dahil "karı koca arasındaki ilişkiye giremeyiz" bakış açısı diyoruz genel olarak. Peki soruyorum size o ilişkiye sen müdahale etmezsen ben müdahale etmezsem kim kurtaracak bu şiddet gören kadınları yada kim engelleyecek öldürülen kadınların ölümünü ?  Toplum olarak aslında hiçte duyarsız değiliz bazı konularda çok iyi ahlak bekçisiyiz ama konu kadına şiddet olunca elimiz arkamızda izliyoruz. Sokak ortasında dövülen bir kadına genel olarak kimse karışmaz konuya dahil olup başına bela almak istemezler. Madem buna karışmıyorsunuz o zaman sokak ortasında öpüşen insanlara neden gidip laf yapıyorsunuz bunada ayrı bir sinir oluyorum tabii...
   Kadına şiddet karşısında oluşan düşünceleri yakın zamanda şiddet gören ünlü şarkıcımız sayesinde daha net görebildim. Birçok kadın şiddet gören sanatçıyı desteklemek yerine şiddet gösteren ünlüye "hakettiğini vermiş helal olsun" tarzında destek mesajları yazmış. Kadın olarak içimizde bile şiddet göstermenin normal olduğunu hatta bunu ispatlamak için Kur'an'ı Kerim'den ayetler falan paylaşanlar oldu. Acaba aynısını kendileri yaşasa "kocamdır/sevgilimdir döverde severde" diyebilecekler mi ? Kendi açımdan düşündüğümde birinin bana şiddet uygulaması gerçekten çok incitici bir durum. Gördüğüm şiddet karşısında belki bağıramam yada şikayet edemem bilmiyorum o an nasıl olduğunu ama o kişiyi anında hayatımdan çıkartırım. Fiziksel olarak görülen bir şiddet zaten orada bitmiyor bunun yaşattığı birde psikolojik etkisi var. Tamam morluklar, kırıklar, izler hepsi geçer peki ya içimizde yaşadığımız o acı ? Onu nasıl geçirebiliriz ki bir daha kendimizi toplamak çok kolay olmasa gerek. 
   Şiddet sadece fiziksel değil bunu anlatmama sanırım gerek yok. Psikolojik şiddet bile büyük bir enkaza neden olabiliyor. Her ne kadar karşı cinsin "onu giyme", "o makyajı yapma", "bu saatte dışarı çıkamazsın" gibi cümleleri beni sahipleniyor çok güzel diye düşündürtsede bunun detayında karşımızdakinin bize uyguladığı baskıyı görmek mümkün. Şuan lise çağında olan birçok genç kız erkek arkadaşlarının kurduğu bu cümleleri sevgi sözcüğü gibi görüyor ve onlara boyun eğiyorlar. Çevrenizde erkek arkadaşı olan genç bir lise kız varsa eğer bir dikkat edin genel olarak her cümlede "ayyy X şimdi izin vermez kanka başka zaman görüşürüz" yada onunla alışverişe gittiğinizde "çok güzel bir etek ama X etek giydirtmez" dediğini belki duymuşsunuzdur. Daha hayata gözlerini açan bu kızlarımız o ergen triplerinde olan erkek arkadaşları yüzünden küçük yaşlarda psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. 
   Tacizinde ülkemizde çok büyük bir psikolojik travma olduğu bir gerçek. Bence psikolojik bir şiddet ve bunun hakkında geçenlerde minibüste yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum. Geçen haftalarda arkadaşlarımla buluşmak üzere sözleştik. Onlar bir ürün bakmak için bir yere gidip oradan sözleştiğimiz kafeye geleceklerdi. Kafeye gelmek üzere minibüse binmişler. Biraz zaman geçtikten sonra "tesettürlü"(bunu belirtmek istedim toplumumuzda dekolte giydiyse doğaldır yazacak veya diyecek olan birçok insan görünümlü acımasız var)  bir kadın arkadaşımız arkasında oturan erkeğe bağırmaya başlamış. Tabii kızlar anlamamış ne olduğunu. Kız ama baya bağrıyormuş ve en son bağırırken öğreniyorlar ki arkada oturan erkek cam tarafından elini uzatarak öndeki kızın göğüsüne dokunarak taciz ediyor. Kız arkadaşımız minibüste o kadar bağırıyor ve minibüsteki kimse kalkıp o erkeğe bir şey demiyor. Kız arkadaşlarımda olayın etkisiyle şok olup bir şey diyemediklerini belirttiler. Peki minibüs şoförünün dediği cümleyi duymak ister misiniz ? "Herkes edebiyle gitsin gitmeyecekse insin" demiş sadece. Düşünsenize bu olay yerine o erkek ve kız öpüşüyor olsa minibüste herkes cık cık yapardı ama kız taciz edildiğinde kimse ağzını bile açmamış. 
    Diğer bir şiddetle alakası olmayan ama büyük bir psikolojik şiddet olan olay ise ,geçenlerde  izlediniz mi bilmiyorum ama, küçük yaşlarda kız çocuğuna yapılan tacizdi. Eğer sosyal medya üzerinden yayılmasa, gündeme düşmese tacizcinin ceza almayacağı  görüntüleri hatırlıyor musunuz ? Ben hatırlamak bile istemiyorum çünkü izlerken kanım dondu. Kendime yapılmış gibi korktum ve o bebeğin psikolojisini düşünemiyorum dahi. Bu konu hakkında edilecek çok küfür var ama sadece unutulmaması için hatırlatmak istedim bu taciz olayını da.
  Gerçekten kadına verilen değerin gün geçtikçe azaldığı bu dönemde etrafımızda gördüğümüz şiddetlere lütfen müdahale edelim. Belki başımız belaya girmesin diye geçiştirebilirsiniz ama bir gün ya sizinde başınıza gelirse ? Konu hakkında anlatacak çok iğrenç örneklere şahit oldum ama burada yazımı noktalayarak daha çok üzücü bir yazı haline gelmesini istemiyorum. 
 Hepinize sevgilerimle, sevgiyle kalın... 

3 Kasım 2018 Cumartesi

Virginia Boecker – Kral Katili Kitabı Yorumu

 Merhaba, ilk defa kendi bloğumdan başka bir yerde yayınlanacak bir yazım, bu heyecanlı bir durum benim için Gözde’ye böyle bir etkinliğe ev sahipliği yaptığından dolayı teşekkür ederim. Ben de bloğumda böyle bir uygulama yapabilirim ilerleyen günlerde, bloggerların kaynaşması ve birbirini keşfetmesi bakımından faydalı bana göre. Yaklaşık 1 aydır Kanada’dayım ve burayı anlatan bir yazı yazmayı planlıyordum ama bunu kendi bloğumda daha önce yaptığım için buraya gelirken yanımda getirdiğim bir kitabı bitirdikten sonra yorumunu paylaşmaya karar verdim.
  Bir seri kitabı olan Cadı Avcısı’nın 2.si olan Kral Katili’ni üçüncü sırada okudum ben, yani seriyi 1,3,2 sıralamasında bitirdim. Zaten serileri baştan başlayıp hepsini ardarda bitirmek gibi bir alışkanlığım yok. Aradan serinin çarpıcı bir kitabını okumuşluğum, ya da bir seriye başlayıp araya birçok kitaplar girdikten sonra devam etmişliğim var. Bu da öyle oldu, ilk kitabı okuyalı (şimdi bloguma baktım) 2 yıl olmuş, üçüncü kitabı geçen sene, bu kitabı da bildiğiniz gibi yeni bitirdim.
Elizabeth geçmişte bir cadı avcısıdır ve kralın hizmetkarı olarak çalışmaktadır, ilk kitabın ortalarında saf değiştirir.
  “Blackwell’in saflarında en tepeye yükselişim, Caleb’tan sonra onun en iyi cadı avcısı oluşum aklıma geldi. Ama bunun sebebi benim istekli olmam, bu uğurda mücadele etmemdi. Benim sayemdeydi.”
İlk kitapta bir şifacı olan John’la aralarında duygusal bir bağ oluşuyor ve bu durum bu kitapta da devam ediyor.
  “Bana o kadar dik dik bakıyordu ki bir an ne söyleyeceğimi unuttum.”
  Krallıkta kazandığı değerli bir mührü John’un hayatını kurtarmak için O’na geçiriyor. Bu, O’na bir takım güçler kazandırsa da, lanetli bir tarafı da bulunuyor. Hatta birbirlerinden uzaklaşmalarına ayrıca John’un bir şifacıya özgü merhametli karakterini kaybetmesine sebep oluyor. Ayrıca Elizabeth bu mühür yüzünden John’u korumak zorunda kalıyor, bu yüzden yaptığı hareketler yanlış anlaşıldığı için John da dahil birçok kişinin nefretini kazanıyor.
  Ve bir süre sonra da krala karşı sıcak savaş başlıyor…
  İyi vakit geçirmek için kitap çok güzel, ancak ilk kitabın bir solukta okunup biten akıcılığı yok. Devamlı bir hareket iyi bir kitapta aradığınız bir özellikse, kesinlikle tatmin edici. Elizabeth’in yorulmak bilmeyen, azimli karakteri ilham verici, John’la olan aşkı ile ilgili bölümler de dozajında.
Biraz genç yetişkin romanı okuyayım hareketleneyim, tazeleneyim diyorsanız ve daha önce okumadıysanız tavsiye ederim bu seriyi  iyi okumalar…


 Bu güzel kitap yorumunu bizlerle paylaştığı için sevgiliYazı Modern'e teşekkür etmeyi borç bilirim. Sizde eğer blogumda misafir yazar olmak istiyorsanız önceki duyurumdan nasıl başvuru yapacağınızı öğrenebilirsiniz. 
Sevgilerimle...

1 Kasım 2018 Perşembe

Hayalden Gerçeğe

  Herkese merhabalar yoğun tempolu bir haftaya günler kala sizlerle hayalini kurduğum iş hakkında yaptığım ufak adımları paylaşmaktan memnuniyet duyarım. Evet birkaç gün önce sizlerle Hayal Dükkanım'ı paylaşmıştım. Bu hafta bu hayal dükkanı için ufak adımlar atarak içeriğini biraz daha geliştirdik. Neler yapabileceğimizi, nasıl bir yol izlememiz gerektiğini, hedef kitleye nasıl ulaşabileceğimizi falan. 
   Uzun araştırmalarım sonucu sosyal medyada bir kitleye ulaşmak çok uzun süreç gerektiriyormuş. Bunun için epey bir aktif olmak gerekliymiş. En önemlisi kişilere hitap eden fotoğraflarımızın düzenli ve güzel çekimleri olmaları. Bu konuda şanslıyız çünkü hayat arkadaşım ve iş ortağım zaten fotoğrafçı. Diğer bir nokta profil ismi ve profil içeriğinin uyumlu olması ve profilde yazan bilgilerin net ve açık olması. Yeni yılda açacağız ama biz şimdiden Hayal Dükkanımızın adını bulduk tabi biraz bir şeyler katmamız gerek biraz havada kaldı gibi geldi.
 İlk hedefimiz bir ay içerisinde 1 ürün satabilmek ve her ay bu sayıyı katlayarak sürdürebilmek. Eğer katlayarak devam edebilirsek atölye açmamız mümkün hale gelecek. Şuan erkek arkadaşım atölye olarak evinin bir odasını kullanacak bende kendime özel küçük bir alan oluşturacağım evimde. Lütfen dualarınızı eksik etmeyin bizden şuan en çok ona ihtiyacımız var. 
  Eh o kadar konuştum son olarak adımızı da yayınlayayım. Adımız İzDe olacak ama sonuna belki izdeninhayaldünyası yada izdenindünyası gibi bir ekleme yapacağız bu konuda karar veremedik. Sizlerin aklına gelen bir eklenti olursa bizlerle paylaşmanızı isterim.
 Sevgilerimlee..