Öne Çıkan Yayın

Kitap Yorumum : Gösteri Peygamberi

17 Aralık 2020 Perşembe

Film Yorumum : Kadın Kokusu

  Mart ayında karantina günleri bizi dizilere, filmlere ve kitaplara yoğunlaştırmıştı ne kadar güzel verimliydi bir çoğu için. Benim için verimsizdi bu yüzden bu karantina günlerini evde verimli geçirmek için odakladım kendimi. İki gün yasak vardı ve ben haftasonunu filmler izleyerek ve kitap okuyarak geçirdim. Sanırım uzun zamandır film izlemiyordum o yüzden çok iyi geldi film izlemek. 

  1992 Martin Brest yönetmenliğindeki film sanırım benim için uzun süre etkili ve unutulmaz bir film olarak kalacak. Özellikle son zamanlarda engellilerle ilgili kitap okuduğum süreçte gerçekten çok beğendiğim bir film oldu. 

 Yıllarca emri altındaki binlerce askeri yöneten Yarbay Slide bir gün eğitim verdiği sırada gazi olur. Gazi olması ne kadar onurlu olsa da o görme engelli olarak hayatına devam etmek zorundadır ve bu süreçte onu oldukça huysuz bir ihtiyar haline getirmiştir. Kalan hayatını kızının evindeki küçük kulübede herkesten nefret ederek devam ettirmeye çalışmaktadır. İşin güzel yanı şu Yarbay Slide evin her köşesini ezbere bilmektedir ve ilk dakikalarda onun görme engeli olduğuna inanmamıştım. Resmen yürümesi, duruşu engelli değil gibiydi. 

 Burslu öğrenci Charlie Simms.. Okula ilk geldiği günden beri sürekli çalışıp para kazanmaya ve bursunu kaybetmemek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır. Noel Arifesinde ise bulduğu iş tam olarak yaşlı bir ihtiyara bakıcılık yapmaktır ve bu ihtiyar ise Yarbay Slide'dır. Fakat tm film boyunca ona bakıcılık yapmaktan çok Slide'ın peşinde sürüklenip durdu. 

  Yarbay'ın hayali Newyork'a bir kere daha gitmek bu yüzden önceden tüm biletleri ve otel rezervasyonlarını yapmıştır. Kızı evden ayrılır ayrılmaz Charlie ile anında yolculuğa çıkar tabi Charlie ne kadar istemesede gitmek zorunda kalır. Yolculuk boyunca içki içen Yarbay'ın en önemli özelliği kadınların kokularını nokta atışı bilmesidir. Bu benim dikkatimi çeken ve çok hoşuma giden olaydı. Yarbay Newyork'ta uzun zamandır yapamadığı birçok şeyi gerçekleştirdi hemde keyifle. Özellikle lokantadaki kızla tango yapması inanılmazdı. Bir an izlerken gerçekten görme engeli var mı yok mu insanı düşündürüyor. Tam olarak ayakta alkışlanası bir sahneydi. 

 Filmde etkilendiğim ve kendim o anı yaşıyormuşum gibi hissetiğim diğer sahne ise aşırı pahallı ve ünü bir markanın arabasını kullandıkları sahneydi. Bilin bakalım şoför koltuğunda kim vardı ? Tabiki Yarbay Slide! İzlerken bu sahnede nefesim kesildi ve yolcu koltuğunda Charlie değilde sanki ben varmışım gibi hissettim. Ne sahneydi ama!

 Filmin her sahnesi muazzamdı ve üstüne yazılacak çok şey olmasına rağmen gerisini ben anlatmayacağım çünkü bu yazıdan sonra kendiniz izleyeceksiniz.. Kesinlikle izleyin, izlettirin. Bazen film aramak ve kaliteli film izlemek isterseniz ve bulamazsanız açıp tekrar tekrar izleyin çünkü sıkılmayacağınıza kefilim. Hepinize iyi seyirler, sevgilerimle...



 

9 yorum: