Hayatta karşılaştığınız her kişi ve kendinizde dahil bir engelli adayısınız. Peki bunu gün içerisinde hiç aklınıza getiriyor musunuz ? Gördüğünüz bir engelli olunca acıyarak baktığınızda aklınıza geliyor mu ? Aslında gerçeği itiraf etmek gerekirse ben engelli kişi görünce korkuyorum.. Nedenini bilmiyorum ama küçüklükten beri nerede engelli görsem bende öyle olurum yada ileride çocuklarımda öyle olur diye korkuyorum. Kesinlikle göz göze gelmem farkında olmadan acıyarak bakarsam anlayıp üzülmesin diye.
Kitabı aldığım zaman dilimi çok komikti açıkçası. Nişanlımın izninin son gününde çok acele birbirimize kitap alalım diye kitapçıya girdik ve ben kitabı kendim seçmiştim. Aşk kitabı olduğunu düşünerek aldığım kitabın içinde çok başka bir dünya olacağını hiç düşünmemiştim.
Kitabın ilk sayfalarında akıcı olduğunu anlıyorsunuz zaten. Hukuk fakültesinden mezun olan Julia'nın babası bir anda ortadan kayboluyor ve sevgili Julia aradan dört yıl sonra babasının nereye kaybolduğunu öğrenmek üzere ufak bir mektup parçası ile yola düşer. Bu yolda aslında en çok merak ettiği şey annesinin dahi bilmediği konu olan babasının hayatındaki karanlık bir dönem olan ilk yirmi yılı..
Tin Win... Kitap boyunca bana engellerin sadece beynimizde olduğunu her satırda her sayfada bize anlatan kişi. Görme engelli Tin Win, yürüme engelli ve Burma'nın en güzel kızı olan Mi Mi'ye aşık olur. Peki bu imkansız aşk nasıl olacak derseniz işte kitabın en güzel sayfaları orada akıcılığını sürdürüyor. Sanırım burada da asıl engelin beynimizde olduğunu görüyorsunuz. En azından benim için öyle oldu. Kitapta en çok hoşuma giden ise Mi Mi'nin ses tonu elbette bunu duyamadım ama betimleme sayesinde duymuş kadar oldum doğrusu. Kitabın ana fikri olan sevginin hiçbir engel tanımadığı bir aşk ise mükemmel bir dilde kaleme alınmış. Kim derki iki engelli bu derece güzel sevebilir ve araya mesafeler girse de o aşkın hiç bitmeyeceğini..
Kitabı okurken bazı bölümlerde kitabı kapatıp yaklaşık yarım saat hüngür hüngür ağladım bazı bölümlerde hevesle, mutlulukla okudum. Kitabın en sonunda tamamen yıkıldım resmen. Öyle bir son hiç beklemiyordum açıkçası. Kitabın devamıda varmış onuda en kısa zamanda sipariş verip okuyacağım tadı resmen damağımda kaldı umarım devam kitabında beklediğim gibi biter aynı yıkımı yaşamam.
Arkadya Yayınları ne zaman okusam her zaman mutlu bitirdiğim ve çok güzel sonuçlar çıkarttığım kitaplar okumama vesile olmuştur hep. Bu yüzden bu yayınevini çok sık okumasamda okuduğum zaman hep mutlu kapatmışımdır o son sayfayı. Teşekkürler Arkadya!
Kitap hakkında yazacağım o kadar çok şey varki aslında ama size önden bilgi vermemek için resmen kendimi kısıtlamaktan kasıldım yazarken. Açıkçası bu kitabın neden filmi çekilmemiş anlamadım. Gerçekten tam film olsa değerlendirilecek bir kitap bence bunu bir senarist yada yapımcı görmeli ve acilen çekimlere başlamalı. Kitabı okuduğunuzda sizinde yorumlarınızı ve duygularınızı sabırsızlıkla bekliyorum çünkü Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler ve yalnızca diğer yarımız o sesi duyar...
yaa iyimiş yaa baksana bunu not aldım, filmi de olsa iyi olur gibi :)
YanıtlaSilKonusu çok güzelmiş, okunacaklar listesine eklendi.
YanıtlaSil