Öne Çıkan Yayın

Kitap Yorumum : Gösteri Peygamberi

15 Nisan 2018 Pazar

Gezi Yolculuğum : Bingöl




Herkese merhaba birkaç gündür buralarda yoktum. Yazmayı ve sizlerin yorumlarınızı, bloglarınızı okumayı çok özlemişim. Şuan Bingöl havalimanından yazıyorum uçağım yaklaşık 40 dakika rötarlı ve yine cam kenarı bilet bulamadım... Olsun en azından uçağa yetiştim diye kendimi teselli ediyorum şuan.

   Bingöl yolculuğum hakkında size ufak bilgi vermiştim bir önceki yazımda oradan okuyabilirsiniz. Bingöl'e indiğimde beni küçücük bir havalimanı karşıladı kalabalık olmayan ve labirent tarzdan uzaktı. Havalimanından çıktıktan sonra komple yeşilliklerle dolu dağlar dizilmişti karşıma. Havalimanı otobüslerine binip merkeze geçmek üzere yola çıktım. İlk gözlemlediğim erkekler kadınların yanına oturmamaya özen gösteriyor. Merkezi küçücük ve genelde kıraathanelerden oluşan dükkanlar vardı. Her şeye ulaşmanız yeterince kolay açıkçası. İlk gün bir otelde kaldım ve otel çalışanı çok cana yakındı tabii bu otelin harika olduğunu söylemem için yetersiz. Bingöl'de en çok dikkatimi çeken esnaflar fazla misafirperver ve içten girdiğiniz ortamda bir samimiyet yakalamanız çok kolay. Ek olarak ne kadar ön yargılı olarak gitsem de düşündüğüm kadar kaba değillerdi.
     Tabi ki şehirde gezilecek yerler merkeze uzak olduğu için üniversite ve merkez arasında dolaşmak zorunda kaldık. Ulaşım taksilerle sağlanıyor ve taksi fiyatları oldukça ucuz. Şehirde sadece 1 adet alışveriş merkezi bulunmakta orasıda çok büyük değil maalesef belli birkaç marka ve oyun alanları mevcut. Kafe olarak önerebileceğim Neşve Kafe vardı güzel ve elit bir kafe olarak gözüme çarptı açıkçası. Tabii en güzel kafe askeri gazinonun yemekhanesiydi benim için ama orada çok zaman geçiremedik. Şehirde canlılık erken saatlerde son buluyor. Sadece Uydu Kent dedikleri üniversite çevresi 11'e kadar canlı merkez erken saatlerde canlılığını yitiriyor. Sabah erken saatlerde 6-7 arası yine canlanıyor.
   Yiyebildiğim en güzel yemek dürüm ciğer oldu. Olurda yolunuz düşerse Ciğerci Osman'a uğramadan şehirden ayrılmamanızı öneririm. Hayatımda aslalarımdan biri kuzu eti yemektir. Küçükken bir kere denedim ve tadını hiç beğenmediğim için asla yemem demiştim. Fakat 3 şiş cağ kebabı yedim ve kuzu eti olduğunu doyduktan sonra öğrendim sanırım hayatımın en büyük komedisiydi. Hakkınıda vermek lazım tabi tadı harikuladeydi. Lokantada menü yoktu ve siz dur diyene şiş sürekli geliyordu bu harikaydı. Üzüldüğüm konu buraya kadar gelip kadayıf yiyemeden dönmek oldu ama olsun bir sonraki gelişimde yiyeceğim.
   Şehirde ilginizi çekebilecek diğer bir konu kırtasiye. Oldukça fazla kitap kırtasiye dükkanları mevcut. Bu kadar olabileceğini tahmin bile edemezdim. Toplum olarak sanırım okumaya düşkünler yoksa bu kadar kırtasiye kitap dükkanı olamaz. Her girdiğim kırtasiyeden çıkmak istemedim kendimi kaybettim resmen. Kendime harika kalemler ve kitaplar aldım (kitapların çoğunluğu hediyeydi).
    İnsanları ne kadar samimi ve içten olsa da fazlasıyla muhafazakar bir toplum. Açıksanız veya açık giyiniyorsanız biraz garip bakıyorlar çevredekiler. Yada sevdiğiniz insanla ortamda çok samimiyseniz buda dikkatlerini çektiği için bakıyorlar. 
   Burada kendimde en çok fark ettiğim değişim sabahın çok erken saatlerinde uyanıp akşam erken saatte yatmam oldu. Normalde 6-7 arası uyanmam için yaklaşık beş altı alarm kuran ben burada alarmsız uyandım. 
  İşte Bingöl yolculuğum böyleydi gezmeyi düşünen arkadaşlar için umarım biraz olsun bilgi verebilmişimdir. Bu arada sizler nasılsınız ve neler yaptınız çok merak ediyorum. Hepinize sevgilerle 💝💝

4 yorum:

  1. Güzelliklerle buluşturan gezili blogunuzu ilgiyle okuyup izledim. Sizin de şiir ve resim dünyasında gezdiren blogumu izlemenizi dilerim. Dost selamlar.
    www.erhantigli.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) göz atacağım blogunuza

      Sil
  2. Eşimin memleketine gitmişsin canım.
    Severek okudum😊💗

    YanıtlaSil